pastel
- Esma Aydan Dikmen Aksoy

- 10 Nis 2012
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 4 Nis 2020
"bence insanların renkleri var" desem inanır mısın bana? gözlerinden, tenlerinden, dillerinden bahsetmiyorum. renkleri var işte. hayatı o renkle görüyorlar. kimisi bir gökkuşağı, biliyor musun? aşıkken kırmızı, sinirlenince sarı, huzurluyken mavi oluyor kimisi. kimisi beyaz, öyle saf, öyle duru. kimisi siyah. hem öfkeli, hem tehlikeli ve bir o kadar da ölü. nerede okumuştum hatırlamıyorum, ya beyaz olsaydı ölümün rengi? o zaman o insanlar yine öyle saf kalabilir miydi?

bana inanıyor musun, insanlar değişiyor. sen tüm boyalarını paletine sürsen ve hepsini karıştırsan, siyah yutar mı hepsini? öfke ve kin diyorum yani, yutar mıydı herkesi, öfke ve kin yutunca ölür müydü o insanlar? belki çirkin bir kahverengi olurlardı ha ne dersin? oysaki güzel renkleri var dünyanın. etrafına bir baksana, ne yeşil! çiçek açıyor baharın ağaçları; bu erik, bu elma, bu kiraz, bu dut ve bu da asma. görüyor musun rengarenk. bana inanıyor musun, renkleri var insanların. kimisine bahar geliveriyor. kimisi gri. hep sisli, düşünceli ve soğuk. biraz silik. kimisi pembe tonlarında yaşıyor. azıcık neşe, azıcık çocukluk diyelim mi pembeye? mor var. benim bir arkadaşımın rengi o mesela. o dünyayı mor görüyor. doygun, keyifli ve yorgun; ama mutsuz değil. "mutluluğun tersi mutsuzluk değildir" desem inanır mısın bana? beyazın tersi siyah mı peki, bilmiyorum. ağaçları öğrettiğin gibi bunu da öğretir misin? paletine güzel renkler koysan onlar da kahverengi olur mu? renkler kendilerini beyaz üzerinde mi gösterir? mutluluğu en güzel bir çocuk mu çizer, mutluluk yoksa cola* rengi midir? *kara cola: böğürtlen *kırmızı cola: ahududu






Yorumlar