döngü
- Esma Aydan Dikmen Aksoy
- 9 Ağu 2013
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 3 Nis 2020
dün gece senin sesini duydum. ilk defa bu kadar net ve sahiciydi. yatağımdan kalkıp evin içinde gezinmeye başladım. sesini duyabiliyorsam yakınlarda olmalıydın. odalarda göremeyince bahçeye çıktım. kapıyı açtığımda eve gecenin kokusu sindi. dışarıda bir tane bile kedi yoktu. birkaç böcek sesi geliyordu, düzenli aralıklarla aynı uzunlukta aynı ses. bir de senin sesin, düzensiz aralıklarla farklı uzunlukta aynı ses. bilirsin bizim ev biraz karanlıkta kalır. sokakların ışığı yıldızlarınkini ele geçiremedi henüz. hala birkaç tanesi net olarak seçilebiliyor. daha ufacık bir kızken seni yıldızlarda arayacağıma söz vermiştim. galiba bu yüzden yıldızların adını bir türlü öğrenemeyişim. yıldızlardan çimenlere, çimenlerden evlere baktım. seni bulamadım. eve girip kapıyı kapattım. gece kokusu odaların içine dağılıp kayboldu. odama geri döndüm. sesini hala duyuyordum. bölük pörçük kelimeler. seni dinlerken uyumuşum. uyandığımda sesin gece kokusunun izinden gitmişti. gözlerimi açtığımda seni gördüm. elinde bir kutu vardı. başucuma bırakıp odadan çıktın. kutuyu açtım, içinde gece kokusu, yıldızlar ve sesin vardı. ve seni odaların birinde bulup seninle konuşmaya başladım: dün gece senin sesini duydum...
*Kutu ile tesadüfen bağlantılıdır.
Comments