top of page

otosansür

  • Yazarın fotoğrafı: Esma Aydan Dikmen Aksoy
    Esma Aydan Dikmen Aksoy
  • 10 May 2017
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 31 Mar 2020


Birazdan duyacaklarınızı anlatabilmek benim için oldukça güç. Hani bazı … vardır, dinlerken pek zor gelmez de yaşarken … azabı verir insana. Benimki de öyle bir şey işte. O yüzden belki dinleyince “… canım ne var bunda” dersiniz. Oysa her hikaye yalnızca kahramanı için bir hikaye.

Benim hikayem bu ülkede … başlıyor. Ben de sizler gibi bu ülkede doğdum. Bu ülkenin … ile büyüdüm. Annem de babam da bu ülkedendir. Hatta … de. O yüzden belki de anlatacağım hikaye biraz da sizin ….

Aslında zamanları tam seçemiyorum. Her ülkenin bir hastalığı, belki de bir bedeli var. Bizim ülkede … bedeli bu. Biz eksik konuşuyoruz. Ama dedim ya ne … başladı, nasıl … çıktı bilmiyorum. Çocukluğuma dönelim.

Oturduğum ev, büyük bir kentin … bir sokağındaydı. O zamanlar her yer bu kadar … değildi. Bakımsız ve dağınık bir … oturuyorduk. Evlerimiz tek katlıydı, … ile ısınıyorduk. Kışlarımız … geçiyordu. Ama çocuktuk. İnsan çocukken pek anlamıyor etrafta neler olduğunu. Mesela neden hep kuru … yediğimizi anlamıyordum ben de ya da neden … olduğumuzu, neden hiç … olmadığını ya da neden … giymediğimizi. Çocukluk işte, öyle böyle geçiyor.

İnsan geriye dönüp bakınca anlıyor. Bir keresinde okula … ayakkabım sırılsıklam olmuştu. … ayakkabıyla gezersen olacağı o! O zaman da şehrimizin kaldırımları böyle yarım ilmek döşenmişti. Ayağımı bastığım gibi … suya! Yırtık ayakkabı … ne yapsın. Neyse, eve gidince annem halime üzülür de bana yeni bir … alır sanmıştım. Belki de güzel mi güzel bir … ayakkabı… Nerde! Annemden o gün yediğim dayağı … unutmuyorum. Tüm gece ağlamıştım. Ama … tahmin ediyorum ki insan çocukken bazı … anlamıyor. Büyüyünce fark ediyor … şeyleri. Benim hastalığım da … ettirmeden girdi bünyeme muhtemelen. Bu ülkedeki her şey gibi sinsi ve yavaşça.

Ortaokula başladığımda bakımsız ve dağınık sokağımızın … yüzü biraz düzelmeye başladı. Evlere kat çıkanlar da oldu. Bahçe duvarları çekildi, boyandı. Boyalara sloganlar karıştığı da oldu. Ne … derseniz inanın hatırlamam. Zaten bendeki … hastalık da bu: Hatırlamamak. Hatırlamamak ve eksik konuşmak… O bahçe duvarlarının birinin … kırmızıya boyandığını hatırlıyorum ama. Manavın önüne çekilen … da hatırlıyorum. O sokakta arkadaşımın vurulup … de hatırlıyorum. Şu beyin insana nasıl da oyun .... Bırak sloganları hatırlayalım da, arkadaşımızın … unutalım be, olmaz mı? Yok!

Sonrasında tüm … sorguya çektiler. Manavın tırnağını da çektiler. Ama bakkalın fiyatları ucuzlattığını hatırlıyorum. … parmağı kopunca tartıya bastığı el eksik … sanırım.

Büyüdüm. Liseye başladım. … yılda … arkadaşımı toprağa gömdüm. Ne için? Bir …! Ama büyüdüm. Arkadaşlarım büyüyemedi, ben büyüdüm. Nasıl … derseniz aile yadigarı … derim. Eksik konuşanlar tam büyürler.

Sonra üniversiteye başladım. İlk kez orada … oldum. Olaylara, ölümlere karışmadım. … olmadığı zamanlarda okula gitmeye özen gösterdim. Dövüldüğüm de oldu, … de. Ama bu ülkenin bedeli … işte. Bir şeyi yapmak istiyorsan … de, öldürülürsün de. Ben mezun oldum. … oldum. Atandım, evlendim. Tam … farklı şehirde yaşadım. Hastalığım … şehirde daha da arttı. Zamanla içine kapanık … bir insan oldum.

Doktora gitmeyi … düşünmedim. Hastalığımın bu evresinde de …. Artık gündelik hayatımı etkiliyor. … kelimeyi bir araya getirip de …. Ama ne diyeyim doktora? Bu ülkede …, insan olmanın, …, yaşamanın bedeli bu mu diyeyim? Arkadaşlarım öldü, ben … böylelikle hayatta kaldım mı diyeyim? Ya yüzüme … doktor? Kendini o kadar sansürlemişsin ki gündelik … söyleyemez olmuşsun derse? Artık kronikleşmiş, sen düzgün … derse? Koskoca doktora, hayatta kalabilmiş o … adama, bu ülkede yaşamanın bedeli kelimeleri öldürmektir mi …? Yuttuğum her kelime bana … saat ömür verdi, ben de hiçbir yerde … söylemedim mi diyeyim? Yıllar yıllar boyu … yaptım diye bu bende alışkanlık oldu; “normal”, yani zararsız, … bir şey söyleyeceğimde de sansürlüyorum mu diyeyim? Hiçbirini söyleyemem. Ya bana … derse?

Bir ara kafamı iyiden iyiye bozmuştum. Söyleyemediğim her … için üç gün üç gece … olmuştum. Artık sakinim. Bir keresinde, gençliğimde sevdiğim bir yazarın … kitabını okumuştum. Bazı cümleler yazmıyordu. İlk okuduğumda küfretmiştim. … okuduğumda bize de yer veriyor kitapta dedim. … okuduğumda anladım: Adam bu ülkede yaşıyormuş! Şimdi … yaşıma geldim. Yediden yetmişe bu ülkede yaşayanlarla bir ortak noktam var, biliyorum! Ama size …. Siz beni anlayabiliyor musunuz?

Comments


Esma Aydan Dikmen Aksoy
 

Bir gece olur yazarım, bir gündüz olur okurum. Bazen bir renk olurum, bazen bir kedi. Biraz kurmalı saat de, en çok kına kokusu...

 

aa1ada05-ffef-4fcf-b863-52a4d56510f4.jpg
bottom of page