top of page

kuyu, mezar ve şehir

  • Yazarın fotoğrafı: Esma Aydan Dikmen Aksoy
    Esma Aydan Dikmen Aksoy
  • 14 Eki 2020
  • 2 dakikada okunur

"kişinin anlatısı; yarı bilinçli yarı bilinçsiz bir unutma anlatısı."

peki ne anlatacağız, hiçbir şeyi unutmuyorken? işte bir kuyu, o kuyuya bir taş ve bir taş daha; ben her şeyi hatırlıyorum.

ama kuyudan ses yok! ne yapsın, yıkılsın mı? o da öyle bir kuyu, taşı gömer suyuna, kendi karanlığında öylece durur.


ya depoda duran sular? yok mu onlardan bir ümit? yok. durgun su kokar, bazen durulmayanlar da. yokuşa da olay yeri şeridi; çünkü ne olur ne olmaz.


nasıl yaşar o zaman şehir? ya içimizdeki volkan? bunca zaman nasıl yanar? sessizliğin, susuzluğun içinde; nasıl da kavurur olamayanın hayali, hem de güpegündüz, hem de böylesine, böylesine sen ne dersen öyle işte. oysa geliyor yine kaçınılmaz olan.


ne anlatacağız o zaman, kuyunun sessizliği, suyun kokusu ve şehrin ışıklarından başka? ne kaldı elimizde bunca yılın ve hatıranın ardından? karanlıkta iki gölge ve birtakım ışık oyunları. bir de orada; fakat ulaşılmaz, iki ayrı kıyısı su akan tek nehrin. manzarası güzel, bırak bir kez böyle kalsın.


her şeyi hatırlıyorum, en başından en sonuna. bugünü, dünü ve yarını hatta. nasıl olsa ben yapınca oluyor; işte buraya bir duvar, buraya bir duvar daha, sonra nehir taşar, sel götürür hepsini, mecbur yeniden başlayacağız. duvardaki taşları beraber döşeyeceğiz.


yarın, yine aynı olacak. yine aynı olacak, sessiz kuyu, durgun su, içimizdeki volkan; fakat şehir karanlık, şehir karanlık; bil ki eğer sönerse yeniden içimizdeki ışık.


sonra ince bir duman, ince bir duman; mektuplardan, fotoğraflardan ve başka yaktığımız ne varsa. geliyor kokusu, bir mum ve bir mum daha, hepsi aynı yerde birleşiyor. ağaçları devriliyor nehrin, yangın ki o yangın değil. kaldıysa bir ıslaklık nehrin suyundan, işte o da şimdi kuruyor. son sakinleri de bugün ölüyor şehrin. volkan, yine yeniden taşıyor.


yarı bilinçli yarı bilinçsiz, yine de burada, aynı yerdeyiz. sonsuzluğu, karmaşıklığı ve hiç değişmeyen yolu içimizin. belki imara açılacak, yeni evler, çocuk oyun parkları. getirir, elbet getirir bir gün, göreceğiz; ama sırası değil daha bunları konuşmanın. çünkü sallanırken salıncakta, yine orada olacağız. devrilen ağaçların, kuruyan nehirlerin, sessiz kuyuların ve yıkılıp onarılan duvarların ardından.


şimdi, güpegündüz, akıntıdan/ boğulup da kurtulup eve dönerken tam da:

kuyu; bir taş, bir taş daha sana. henüz unutmadım; fakat anlatmadım da.






Comments


Esma Aydan Dikmen Aksoy
 

Bir gece olur yazarım, bir gündüz olur okurum. Bazen bir renk olurum, bazen bir kedi. Biraz kurmalı saat de, en çok kına kokusu...

 

aa1ada05-ffef-4fcf-b863-52a4d56510f4.jpg
bottom of page